Jump to content

Tural Memmedov

Members
  • Posts

    298
  • Joined

  • Last visited

Posts posted by Tural Memmedov

  1. kim deyir ki şeytan yolunnan çıxıb sualında din qoxusu aldım ona gore :rolleyes: elə deyilsə əgər , tam fikrini bildirsən sevinərəm

    bax bunu 1 ci dəfə eşidirəm ki allah şeytanı imennoy yoldan çıxardıb ki gələcəkdə insanoğlunu cəhənnəmdə əzab vermək üçün səbəbi olsun yoxsa nə açıqlama verəcəydi bizə bu allah... yazıq allah

    hərşeyi idarə edən allahdır sözünə isə sizin dininizə görə allahın idarə edəbilmədiyi, söz kecirdəbilmədiyi tək topluluq bizik , biz ateistlərik

    ama bizdə onun varlığına inanmırıq və priznavat eləmədiyimizə gorə bu sohbətdə boş şeydi

    Siz ne Cavab gozluyurdunuz ?

    Sheytanin Qederi ele yazilmish ... oda oz ishini gorur.

    Bezi meseleler varki onlara ancaq Iman etmekle kifayetlenmek lazimdir .

    Axiretde ise siz Allahi sorgu sual ede bilmiyeceksiniz , o ancaq size etdiklerinizi xeber verecek .

    Sizde gozleyin bizde gozlemekdeyik o gunu .

  2. Deməli səmavi dinlərdə hələ adem yox idi şeytan müəllim var idi. kimi dindarlar şeytanın bir mələk olduğunu iddia edirdilər sonradan beyinləri inkişaf edəndən sonra dedilər ki yooox bu cin nəslindəndir. çünki ortada iradə məsələsi var idi. yaxcııı dinə görə insanı azdıran, pis əməllər görməyə vadar edən şeytan müəllimdi.. sualım budur ki adəm yaradılanda (!)şeytanı onun yaradıcısı allaha baş əyməkdən imtina etməyə vadar edən kim olub, bes yaxcı Şeytanın şeytanı kim olub? yoxsa allah? onun ürəyinə kim xof salıb (!)?

    səmimi cavablar gözləyirəm

    Sheytanida Allah Azdrmish . Qisaca Sheytanda Allahin Kontriolundadr , Allahdan bashqa guc yoxduyr, Ondan bashqa Mutleq varlq yoxdur, Varliq Adi verilenlerin 99.99% hecden ibaretdir yoxluqdan ibaretdir, Elmi kesfhler bunu deyir .

    Her

    Sheyi idare eden 1 varliq var oda ALLAH dir .

  3. Xeyir, hiss zamana tebe deyil. Hisslər, şüura, altt şüur isə, düşüncəyə lazımi informatsiyanı ötürür. Hiis anda, ani baş verir, zaman bu hissi olduğu kimi dərk edə bilməyə gücü çatmır.

    Shur ve Shur alti neye deyirsiz ?

    nedir o Shur Alti ?

    o nedirki evvelden dushunceye lazimi olan melimati oturur ?

    Dushunce Shur altindan musteqildir ?

    Daxili ve Xarici heyatda oz bashina nese var ?

  4. "KADER" KELİMESİ İLE İLGİLİ AYETLER

    Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

    * Allah'ın izni olmaksızın hiç bir nefis için ölmek yoktur. O, süresi belirtilmiş bir yazıdır. Kim dünyanın yararını (sevabını) isterse ona ondan veririz, kim ahiret sevabını isterse ona da ondan veririz. Biz şükredenleri pek yakında ödüllendireceğiz. (AL-İ İMRAN SURESİ / 145)

    * Sonra kederin ardından üzerinize bir güvenlik (duygusu) indirdi, bir uyuklama ki, içinizden bir grubu sarıveriyordu. Bir grup da, canları derdine düşmüştü; Alah'a karşı haksız yere cahiliye zannıyla zanlara kapılarak: "Bu işten bize ne var ki?" diyorlardı. De ki: "Şüphesiz işin tümü Allah'ındır." Onlar, sana açıklamadıkları şeyi içlerinde gizli tutuyorlar, "Bu işten bize bir şey olsaydı, biz burada öldürülmezdik" diyorlar. De ki: "Evlerinizde olsaydınız da üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar, yine devrilecekleri yerlere gidecekti. (Bunu) Allah, sinelerinizdekini denemek ve kalplerinizde olanı arındırmak için (yaptı). Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir. (AL-İ İMRAN SURESİ / 154)

    * Sizi çamurdan yaratan, sonra bir ecel belirleyen O'dur. Adı konulmuş ecel, O'nun katındadır. Sonra siz (yine) kuşkuya kapılıyorsunuz. (EN'AM SURESİ / 2)

    * Eğer onların yüz çevirmeleri sana ağır geldiyse, onlara bir ayet getirmek için yerde bir tünel açmaya veya göğe bir merdiven dayamaya gücün yetiyorsa (yap). Eğer Allah dileseydi, onların tümünü hidayet üzere toplardı. Öyleyse sakın cahillerden olma. (EN'AM SURESİ / 35)

    * Her ümmet için bir ecel vardır. Onların ecelleri gelince, ne bir saat ertelenebilirler ne de öne alınabilirler (tam zamanında çökerler.) (A'RAF SURESİ / 34)

    * Eğer Allah'ın geçmişte bir yazması (söz vermesi) olmasaydı, aldıklarınıza karşılık size gerçekten büyük bir azab dokunurdu. (ENFAL SURESİ / 68)

    * De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiç bir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler." (TEVBE SURESİ / 51)

    * İnsanlar, tek bir ümmetten başka değildi; sonra anlaşmazlığa düştüler. Eğer Rabbinden geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda mutlaka aralarında hüküm verilmiş olurdu. (YUNUS SURESİ / 19)

    * De ki: "Allah'ın dilemesi dışında, kendim için zarardan ve yarardan (hiç bir şeye) malik değilim. Her ümmetin bir eceli vardır. Onların ecelleri gelince, artık ne bir saat ertelenebilirler, ne öne alınabilirler. (YUNUS SURESİ / 49)

    * Yeryüzünde hiç bir canlı yoktur ki, rızkı Allah'a ait olmasın. Onun karar (yerleşik) yerini de ve geçici bulunduğu yeri de bilir. (Bunların) Tümü apaçık bir kitapta (yazılı)dır. (HUD SURESİ / 6)

    * Andolsun, onlardan azabı sayılı bir topluluğa (veya belirli bir süreye) kadar ertelesek, mutlaka: "Onu alıkoyan nedir?" derler. Haberiniz olsun; onlara bunun geleceği gün, onlardan geri çevrilecek değildir ve alaya almakta oldukları şey de kendilerini çepeçevre kuşatacaktır. (HUD SURESİ / 8)

    * "Bizim gözetimimiz altında ve vahyimizle gemiyi imal et. Zulmedenler konusunda bana hitapta bulunma. Çünkü onlar suda- boğulacaklardır." (HUD SURESİ / 37)

    * "Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a tevekkül ettim. O'nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiç bir canlı yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir (dosdoğru yolda olanı korumaktadır.)" (HUD SURESİ / 56)

    * Onlar, Rabbinin dilemesi dışında gökler ve yer sürüp gittikçe, orada süresiz kalacaklardır. Çünkü Rabbin, gerçekten dilediğini yapandır. (HUD SURESİ / 107)

    * Mutlu olanlar da, artık onlar cennettedirler. Rabbinin dilemesi dışında gökler ve yer sürüp gittikçe, orada süresiz kalacaklardır. (Bu) kesintisi olmayan bir ihsandır. (HUD SURESİ / 108)

    * Andolsun, Musa'ya kitabı verdik, onda anlaşmazlığa düşüldü. Eğer Rabbinden bir söz geçmiş (verilmiş) olmasaydı, mutlaka aralarında hüküm verilmiş olacaktı. Gerçekten onlar, bundan (Kur'an'dan) yana kuşku verici bir tereddüt içindedirler. (HUD SURESİ / 110)

    * O'nun (insanın) önünden ve arkasından izleyenleri vardır, onu Allah'ın emriyle gözetip-korumaktadırlar. Gerçekten Allah, kendi nefis (öz)lerinde olanı değiştirip bozuncaya kadar, bir toplulukta olanı değiştirip-bozmaz. Allah bir topluluğa kötülük istedi mi, artık onu geri çevirmeye hiç bir (biçimde imkan) yoktur; onlar için O'ndan başka bir veli yoktur. (RA'D SURESİ / 11)

    * Eğer kendisiyle dağların yürütüldüğü, yerin parçalandığı veya ölülerin konuşturulduğu bir Kur'an olsaydı (yine bu Kur'an olurdu). Hayır, emrin tümü Allah'ındır. İman edenler hâlâ anlamadılar mı ki, eğer Allah dilemiş olsaydı, insanların tümünü hidayete erdirmiş olurdu. İnkâr edenler, Allah'ın va'di gelinceye kadar, yaptıkları dolayısıyla ya başlarına çetin bir bela çatacak veya yurtlarının yakınına inecek. Şüphesiz Allah, verdiği sözden dönmez. (Veya miadını şaşırmaz.) (RA'D SURESİ / 31)

    * Andolsun, senden önceki elçilerle de alay edildi, bunun üzerine Ben de o inkâra sapanlara bir süre tanıdım, sonra onları (kıskıvrak) yakalayıverdim. İşte nasıldı sonuçlandırma? (RA'D SURESİ / 32)

    * Andolsun, senden önce de elçiler gönderdik, onlara eşler ve çocuklar verdik. Allah'ın izni olmaksızın (hiç) bir elçiye herhangi bir ayeti (mucizeyi) getirmek olacak iş değildi. Her ecel (tesbit edilmiş süre) için bir kitap (yazı, hüküm, son) vardır. (RA'D SURESİ / 38)

    * Allah, dilediğini ortadan kaldırır ve bırakır. Kitabın anası O'nun katındadır. (RA'D SURESİ / 39)

    * Biz, kendisi için bilinen (takdir edilmiş) bir kitap olmaksızın hiç bir ülkeyi yıkıma uğratmadık. (HİCR SURESİ / 4)

    * Eğer Allah, insanları zulümleri nedeniyle sorguya çekecek olsaydı, onun üstünde (yeryüzünde) canlılardan hiç bir şey bırakmazdı; ancak onları adı konulmuş bir süreye kadar ertelemektedir. Onların ecelleri gelince ne bir saat ertelenebilirler, ne de öne alınabilirler. (NAHL SURESİ / 61)

    * Hiç bir ülke (veya şehir) olmasın ki, kıyamet gününden önce biz onu (ya) bir yıkıma uğratacağız veya onu şiddetli bir azabla azablandıracağız; bu (muhakkak) o kitapta yazılıdır. (İSRA SURESİ / 58)

    * "Hani kız kardeşin gezinip; "Onu(n bakımını) üstlenecek birini size haber vereyim mi?" demekteydi. Böylece, seni annene geri çevirmiş olduk ki, gözü aydın olsun ve hüzne kapılmasın. Sen bir insan öldürmüştün de, biz seni tasadan kurtarmış ve seni 'esaslı bir denemeden geçirip-denemiştik.' Medyen halkı arasında da yıllarca kalmıştın, sonra bir kader üzerine (buraya) geldin ey Musa." (TAHA SURESİ / 40)

    * Eğer Rabbinden geçmiş bir söz ve adı konulmuş (belirlenmiş) bir süre (ecel) olmasaydı muhakkak (yıkım azabı) kaçınılmaz olurdu. (TAHA SURESİ / 129)

    * Ümmetlerden hiçbiri, kendisine tesbit edilmiş eceli ne öne alabilir, ne erteleyebilir. (MÜ'MİNUN SURESİ / 43)

    * Görmedin mi ki, Allah bulutları sürmekte, sonra aralarını birleştirmekte, sonra da onları üst üste yığmaktadır; böylece, yağmurun bunların arasından akıp-çıktığını görürsün. Gökten içinde dolu bulunan dağlar (gibi bulutlar) indiriverir, onu dilediğine isabet ettirir de, dilediğinden onu çevirir; şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri kamaştırıp götürüverecektir. (NUR SURESİ / 43)

    * Ve şüphesiz, senin Rabbin, sinelerinin gizli tuttuklarını ve açığa vurduklarını kesin olarak bilmektedir. (NEML SURESİ / 74)

    * Gökte ve yerde gizli olan hiç bir şey yoktur ki, apaçık olan bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da) olmasın. (NEML SURESİ / 75)

    * Azab konusunda senden acele (davranmanı) istiyorlar. Eğer adı konulmuş bir ecel (tayin edilmiş bir vakit) olmasaydı, herhalde onlara azab gelmiş olurdu. Fakat kendileri şuurunda olmadan, onlara kuşkusuz apansız geliverecektir. (ANKEBUT SURESİ / 53)

    * Kıyamet saatinin bilgisi, şüphesiz Allah'ın katındadır. Yağmuru yağdırır; rahimlerde olanı bilir. Hiç kimse, yarın ne kazanacağını bilmez. Hiç kimse de, hangi yerde öleceğini bilmez. Hiç şüphesiz Allah bilendir, haberdârdır. (LOKMAN SURESİ / 34)

    * Gökten yere her işi O evirip düzene koyar. Sonra (işler,) sizin saymakta olduğunuz bin yıl süreli bir günde yine O'na yükselir. (SECDE SURESİ / 5)

    * Allah'ın kendisine farz kıldığı bir şey(i yerine getirme)de peygamber üzerine hiç bir güçlük yoktur. (Bu,) Daha önce gelip geçen (ümmet)lerde Allah'ın bir sünnetidir. Allah'ın emri, takdir edilmiş bir kaderdir. (AHZAB SURESİ / 38)

    * İnkâr edenler, dediler ki: "Kıyamet-saati bize gelmez." De ki: "Hayır, gaybı bilen Rabbime andolsun, o muhakkak size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca hiç bir şey O'ndan uzak (saklı) kalmaz. Bundan daha küçük olanı da, daha büyük olanı da, istisnasız, mutlaka apaçık bir kitapta (yazılı)dır." (SEBE' SURESİ / 3)

    * De ki: "Sizin için belirlenmiş bir gün vardır ki, ondan ne bir an ertelenebilirsiniz, ne de (bir an) öne alınabilirsiniz. (SEBE' SURESİ / 30)

    * Allah sizi topraktan yarattı, sonra bir damla sudan. Sonra da sizi çift çift kıldı. O'nun bilgisi olmaksızın, hiç bir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz da. Ömür sürene, ömür verilmesi ve onun ömründen kısaltılması da mutlaka bir kitapta (yazılı)dır. Gerçekten bu, Allah'a göre kolaydır. (FATIR SURESİ / 11)

    * Eğer Allah, kazandıkları dolayısıyla insanları (azab ile) yakalayıverecek olsaydı, (yerin) sırtı üzerinde hiç bir canlıyı bırakmazdı, ancak onları, adı konulmuş bir süreye kadar ertelemektedir. Sonunda ecelleri geldiği zaman, artık şüphesiz Allah kendi kullarını görendir. (FATIR SURESİ / 45)

    * Andolsun, Musa'ya kitabı verdik, fakat onda anlaşmazlığa düşüldü. Eğer Rabbinden (daha önce) bir söz geçmiş (verilmiş) olmasaydı, mutlaka aralarında hüküm verilmiş (iş bitirilmiş)ti. Gerçekten onlar, bundan yana kuşku verici bir tereddüt içindedirler. (FUSSİLET SURESİ / 45)

    * Kıyamet-saatinin ilmi O'na döndürülür. O'nun ilmi olmaksızın, hiç bir meyve tomurcuğundan çıkmaz, hiç bir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz da. Onlara: "Benim ortaklarım nerede" diye sesleneceği gün, dediler ki: "Sana arzettik ki, bizden hiç bir şahid yok." (FUSSİLET SURESİ / 47)

    * Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki 'tecavüz ve haksızlık' dolayısıyla ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinden, adı konulmuş bir ecele kadar geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, muhakkak aralarında hüküm verilmiş (iş bitirilmiş)ti. Şüphesiz onların ardından Kitaba mirasçı olanlar ise, her halde ona karşı kuşku verici bir tereddüt içindedirler. (ŞURA SURESİ / 14)

    * Şu halde bil; gerçekten, Allah'tan başka ilah yoktur. Hem kendi günahın, hem mü'min erkekler ve mü'min kadınlar için mağfiret dile. Allah, sizin dönüp-dolaşacağınız yeri bilir, konaklama yerinizi de. (MUHAMMED SURESİ / 19)

    * Hiç şüphesiz, biz her şeyi kader ile yarattık. (KAMER SURESİ / 49)

    * Andolsun Biz sizin benzerlerinizi yıkıma uğrattık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı? (KAMER SURESİ / 51)

    * Onların işlemiş oldukları her şey kitaplarda (yazılı)dır. (KAMER SURESİ / 52)

    * Küçük, büyük her şey satır satır (yazılı)dır. (KAMER SURESİ / 53)

    * Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, Biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (yazılı) olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre pek kolaydır. (HADİD SURESİ / 22)

    * Eğer Allah, onlara sürgünü yazmamış olsaydı, muhakkak onları (yine) dünyada azablandırırdı. Ahirette ise onlar için ateş azabı vardır. (HAŞR SURESİ / 3)

    * Allah'ın izni olmaksızın hiç bir musibet (hiç kimseye) isabet etmez. Kim Allah'a iman ederse, onun kalbini hidayete yöneltir. Allah, her şeyi bilendir. (TEĞABÜN SURESİ / 11)

    * Ve onu hesaba katmadığı bir yönden rızıklandırır. Kim de Allah'a tevekkül ederse, O, ona yeter. Elbette Allah, kendi emrini yerine getirip-gerçekleştirendir. Allah, her şey için bir ölçü kılmıştır. (TALAK SURESİ / 3)

    * "Ki günahlarınızı bağışlasın ve sizi adı konulmuş bir ecele kadar ertelesin. Elbette Allah'ın eceli geldiği zaman, o ertelenmez. Bir bilmiş olsaydınız." (NUH SURESİ / 4)

    * De ki: "Bilmiyorum, size vadedilen (kıyamet ve azab) yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koymuştur?" (CİN SURESİ / 25)

    * Öyle ki onların, Rablerinden gelen risaleti (insanlara gönderilenleri) tebliğ ettiklerini bilsin. (Allah,) onların nezdinde olanları sarıp-kuşatmış ve her şeyi sayı olarak da sayıp-tesbit etmiştir. (CİN SURESİ / 28 )

  5. Duanin ozu bile Qederin icindedir . Allah Ayetde "Biz her sheki bir qeder ile yaratdiq" deyirse Iman etmeliyik . Allah Sorgu sual olunmaz . Bu Elm allahin Ezeli ve Ebedi Elmidir - biz insan evladlari bundan bash aca bilmerik , Qurani Kerimde Hz Hizir ve Musa Qissesini yadiniza salin...

    Hele Hz Hizir Qederi bilmirdi sadece sebeblere sarilaraq hereket edirdi , Qederin qarshisina hecne kece bilmez cunki qederden kenarda hecne yoxdur Butun yaradilanlar Qeder ile yaradilmishdir.

  6. Allah var.... kesin bu! Bu yuz yil Allahin Hadi isminin tecelli etdiyi yuz yildir , butun dunyaya ISLAMin hakim oldugunu kesinlikle butun insanliq gorecek...Y ben burdayim Turkiyede 10 yila 20 yila bu dediklerim olmazsa bana butun insanlar ne diyorlarsa desinler . KESINLIKLE BU OLACAK ! Buyuk bir Turk Islam birliyi kurulacak iman her yere hakim olacak ve Darwinizm tamamen tarihe karishacak INSHAALLAH ... Allah kuracak biz vesile oluyoruz ...: Harun Yahya

  7. 8c788728fc22.jpg

    285fc8e4277f.jpg

    Hörmətli Adnan Oktara Gülhane Əsgəri Tibb Akademiyası tərəfindən verilən ağıl sağlamlığının yerində olduğunu ifadə edən "SAĞLAM" hesabatı isə mətbuatda heç bir yerdə eşitdirilmədi. Hörmətli Adnan Oktar 20 il ağıl xəstəsi olaraq ictimaiyyətə tanıdıldıqdan sonra ağıl sağlamlığının yerində olduğu Əsgəri Xəstəxana hesabatıyla açıqlandı. Psixoloji döyüş bunu 20 il boyunca Hörmətli Adnan Oktara qarşı istifadə edilmişdir ancaq Gülhane Əsgəri Tibb Akademiyasının vermiş olduğu pozma hesabatı heç bir media quruluşu tərəfindən nəşr olunmamışdır.

    O inkar edənlər, zikri (Quranı) eşitdikləri zaman, səni az qala haradasa gözləriylə aşırdacaqdılar. "O, həqiqətən bir dəlidir" deyirlər. (Qələm Surəsi, 51)

    "O, özündə dəlilik olan bir adamdan başqası deyil, onu müəyyən bir müddət müşahidə edin." Rəbbim dedi (Nuh). "Məni yalanlamalarına qarşılıq, mənə kömək et."

    (Mu'minun Surəsi, 25-26)

    (Firon) Dedi ki: "Şübhəsiz sizə göndərilmiş olan elçiniz, həqiqətən bir dəlidir."

    (Şuəra Surəsi, 27)

    Yuxarıdakı ayələrdə görüldüyü kimi tarix boyunca bütün peyğəmbərlərə və onlarla birlikdə mübarizə edən Müsəlmanlara ceşitli böhtanlar atılmışdır. Bunlardan biri də dəlilik böhtanıdır. Sn. Adnan Oktarın da illərdir sürən şərəfli mübarizəsi əsnasında özünə bu istiqamətdə böhtan atılmışdır.

  8. İLK QARALAMA KAMPANİYASI VƏ AĞIL XƏSTƏXANASINDA İŞGƏNCƏ

    Hörmətli Adnan Oktarın Bakırköy Ağıl Xəstəxanasında qaldığı illərə aid bir şəkil

    142eea75386f.jpg

    Hörmətli Adnan Oktarın Darvinizm, materializm və ateizm əleyhinə yürütdüyü fikri savaşlar bir müddət sonra daha geniş çevrələrdən də reaksiya görməyə başladı. Hörmətli Oktarın milliyyətçi və müqəddəsatçı işlərindən narahat olan bəzi şevrələrin təsiriylə, əleyhində böyük bir sui-qəsd quruldu. Bu sui-qəsd, Hörmətli Adnan Oktarın böyük əks-sədalar oyandıran Yəhudilik və Masonluq adlı əsərini yazıb nəşr etdiyi günlərə bərabər gəlməkdədir.

    1986ın yazında Hörmətli Adnan Oktar, "Türk Qövmündənim, İslam Millətindənim" sözlərindən ötəri heç bir haqlı hüquqi səbəb olmadan həbs olundu. Bu ifadə bir qəzetdə nəşr olunan bir reportajda iştirak etmişdi. Eyni dövrdə müxtəlif nəşr orqanlarında, yuxarıda ifadə edilən çevrələrin təsiriylə, bəzi yalan xəbərlər, əsassız məlumatlar və böhtanlar iştirak etməyə başladı.

    Hörmətli Adnan Oktar əvvəl həbs olundu və həbsxanaya atıldı. 9 ay boyunca təkli hüceyrələrdə təcrid edilərək tutuldu. Daha sonra Ədli Tibbdə 40 gün ayağından yatağa zəncirlənilərək keçirdi. Sonra Bakırköy Ağıl Xəstəxanasına nəql edildi və ağıl sağlamlığı yerində olmadığı iddiasıyla müşahidə altına alındı. Xəstəxanada, ən təhlükəli xəstələrin olduğu "14A" kamerasında saxlanıldı. 300 ağıl xəstəsinin olduğu 14A kameras(n)ı, Abdulhəmid dövründən qalma daş bir binanın içərisində idi və bu kameraya bir neçə kilidli dəmir qapıdan keçilərək gedilirdi. İçərisi olduqca baxımsız, səliqəsiz və murdar idi. Bu ağır xəstələrin arasında cinayət çox sıravi bir hadisə olaraq görülürdü. Hörmətli Oktarın burada olduğu müddət içərisində, 7 cinayət işləndi.

    Sn. Adnan Oktarın haqsız yerə həbs olunub 9 ay həbsxanaya, sonra 10 ay Bakırköy Ağıl Xəstəlikləri Xəstəxanasına qoyulması

    Tətbiq olunan psixoloji döyüş üsullarından biri də Hörmətli Adnan Oktarın 1986-cı ildə "Türk Millətindənim, İbrahim ümmətindənim" sözündən ötəri həbs olunub 9 ay həbsxanaya, daha sonra da 10 ay Bakırköy Ağıl Xəstəlikləri Xəstəxanasında tutulması idi. Bir çox qəzet bu mövzunu günlərlə sevinc və həyəcan içində birinci xəbər olaraq qapaqdan və başlıqdan ictimaiyyətə eşitdirdilər. Məsələn Azadlıq Qəzeti böyük bir həyəcanla "Adnan Müəllim dəli çıxdı" şəklində psixoloji döyüşün təsir edici bir başlığıyla bunu eşitdirmişdi.

    214e2d5aec5c.jpg

    Hörmətli Adnan Oktar, ən təhlükəli xəstələrin olduğu, cinayətin çox adi sayıldığı, bir neçə dəmir qapıdan keçilərək girilən, 300 ağıl xəstəsinin ol tapıldığı 14A kamerasında saxlanıldı. Onun saxlanıldığı dövrdə, kamerasındakı 10un üzərində ağıl xəstəsi 10un üzərində cinayət işlədilər. Bu hadisələr o kamerada sıravi hadisələr olaraq qəbul edilirdi. Bu müddət içində 6 həftə yatağına ayaq biləyindən zəncirlənildi. Anası onu ziyarət etməyə gəldiyində azılı dəlilərin arasından keçmək məcburiyyətində qalırdı. Hörmətli Adnan Oktar həbsxanada və ağıl xəstəxanasında cəmi 19 ay tutuldu və sonra prokurorluğun "ifadələrində günah əlamətlarinin olmadığı" ifadə etməsiylə bəraət qazandı və sərbəst buraxıldı.

    Hörmətli Adnan Oktarın Bakırköy Ruh və Sinir Xəstəlikləri Xəstəxanasında qaldığı dövr olan 1985-1986 illərinə aid xəstələrin detallı müalicə müddətlərini ehtiva edən bütün sənədlər xəstəxana arxivlərindən bir şəkildə yox edilmişdir. Beləcə psixoloji döyüş mütəxəssisləri o dövrün bütün qaranlıq istiqamətlərini istintaq ehtimalı olmayacaq şəkildə ortadan qaldırmışdır. 1927-ci ildən etibarən heç bir əskiklik olmadan çox nizamlı olaraq tutulan bu arxivin yalnız o dövrə aid fayllarının itkin olması Hörmətli Adnan Oktara qarşı icra edilən psixoloji döyüşün nə qədər dərin olduğunu göstərməkdədir.

  9. axir ki basadusdunuz ki bu saydiqlarinizin elmi derecesi yoxdur.elmi derecesi olmayan insana ise alim demirler.dini derecesi olana siz alim deyebilersiniz.bu sizin oz isinizdir.amma unutmayin ki elmi derecesi olmayib elmden dem vuran insanlarin dusuncelerini qebul etmemisden evvel biraz dusunmek de pis olmazdi.

    Tekamulu nezeriyyesini desteklediyinizi gorunce, sizin ne tip dushunde terzine malik olduqunuzu anladim.

    Bu arada sizden xaish edirem Tekamul Nezeriyyesi haqqinda topladiqini me`lumatlar hazirdirsa Foruma yerleshdirin . Sizden cox xaish edirik nooolar. oyretde bize Tekamulun ne olduqunu , belke biz sef anliyiriq...

  10. mugennilerin dereceleri allahin sifetleri ve.s ve.s ve.s herseyden danisdin birce omer celakilin elmi derecesini yazmadin.halbuki mene "google vasitesile ozun axtar" demisdin.gorunur yox imis.yoxsa ozun yazardin.sozleri uzatmaqda davam edirsen.omer celakilin da harun yahyanin da elmi derecesi yoxdur.b

    Onlarin Elmi DEreceleri goz Qabaqinda, Harun Yahyanin elmi derecesi olmasaydi, 100 lerle Elmi derecesi olan Darwinist Alimleri dizi uste Elm qarshisinda cokdurub Elmden ve Insanliqdan uzur istetdirmezdi...

    Bir Elmi derecesi olan insan Zeki ola biler, O Sefer qeyd etdiyimiz kimi Agilli her insan ola bilmir ... Elmi Derecesi olan Agilsiz insanlarda var... Siz titula baxmiyin , Neticeye baxin .

    Menim gorunen terefimde Elmi Titul olmuya biler - Amma Allah Qatindan mene o Elm oyredile biler bunu insanlar bilmiye bilerler...

    Dediyimiz kimi bize hatida yok netice lazimdir .

    Xaish edirem meselelre obyektiv baxin .

    Mehkemelerde cox insanin haqqi taptalanir senetler uzerinde .

    Allahi Inkar eden Alimin 100 denede Titulu nailiyyeti olsa bele , O Agilsiz ve aptal insandir.

  11. c476eb9a58d6.jpg

    HÖRMƏTLİ ADNAN OKTARın ŞƏCƏRƏSİNİ BURADAN OXUYA BİLƏRSİNİZ>>>

    e330851f9f75.jpg

    Hörmətli Adnan Oktarın

    İbtidai məktəb illərinə aid bir şəkili

    Hörmətli Adnan Oktar 1956-cı ildə Ankarada doğuldu və lisey təhsilinin sonuna qədər Ankarada yaşadı. İslam əxlaqına olan bağlılığı lisey illəri boyunca çox gücləndi. Bu dövrdə böyük İslam alimlərinin dərhal bütün əsərlərini oxuyaraq, İslam haqqında dərin məlumat əldə etdi. Yenə bu illərdə, İslam əxlaqını bütün insanlara izah etməyə və onları doğruya və gözələ dəvət etməyə qərar verdi.

    1979-cu ildə, minlərlə adam arasından üçüncülüklə girdiyi Memar Sinan Universitetində təhsilinə davam etmək üzrə İstanbula daşındı. Sənəti, Allahın üstün yaradışının bir təcəllisi olaraq görən Hörmətli Oktar, şəkil etmə mövzusunda uşaqlığından bəri qabiliyyətli idi və zaman zaman sürrealist şəkillər(tablolar) çəkərdi. Yoldaşlarına hədiyyə olaraq verdiyi çox sayda Tablosu var. Ayrıca, Allahın sənətinin bir təcəllisi olaraq gördüyü heyvanlara, bitkilərə və çiçəklərə də xüsusi maraqı olan Hörmətli Adnan Oktarın, bağça baxımı, iç arxitektura və dekorasiya, maraqlandığı sahələr arasındadır.

  12. d345dcd9bed1.jpg

    bu defem Sevgili Peygamberimiz Hz Muhammed Mustafanin (SAV)soyundan gelen Ehli - Beytinden olan , Hormetli ADNAN Oktar haqqinda me`lumatlar verecem .

    Yazar Harun Yəhya (Adnan Oktar) Haqqında...

    ADNAN OKTARın HƏYATI və ƏSƏRLƏRİ

    1956-cı ildə Ankarada həyata göz açan Adnan Oktar, Harun Yəhya təxəllüsü ilə kitablarını yazmaqdadır. Həyatını tamamilə Uca Allahın varlığını və birliyini insanlara izah etməyə, Quran əxlaqını yaymağa, materialist və ateist ideologiyaları fikirlə məğlub etməyə,Dövlətin davamlılığını və millətin bütünlüyünü müdafiə etməyə həsr etmiş dünya səviyyəsində tanınan bir fikir adamıdır. Universitet illərindən başlayaraq, həyatının hər dövründə, bu müqəddəs məqsədə xidmət etmiş və heç bir zaman çətinliklər qarşısında qorxmamışdır. Bu gün, hələ böyük bir səbir və dayanıqlılıq göstərərək, materialist, Darvinist və bölücü mərkəzlərdən gələn bütün təzyiqlərə qarşı fikri mübarizəsini davam etdirməkdədir.

    Aşağıda, Adnan Oktarın xülasə bioqrafiyasını oxuya bilərsiniz:

    Seyid olan Hörmətli Adnan Oktarın ailə böyükləri Hülagü fitnəsi əsnasında Qafqaza köç etmiş, daha sonra osmanlı-Rus Döyüşləri və rus-Qafqaz döyüşləri əsnasında Osmanlıya sığınıb, Ankara Balaya yerləşmişlər.

    Hörmətli Adnan Oktarın babası Ömər Beyin babası Bəslən Arslan Kasayevin mənşəyi Nogay Xanlığına söykənməkdədir . Bəslən Arslan Kasayevin ailəsi Arslanoğulları olaraq da tanınmaqdadır. Arslanoğulları, 1827-ci ildə Qafqaz Qubernatorluğu üçün hazırlanan bir sənəddə adı çəkilən 21 seyid ailəsindən biridir.

    Kara Nogay və Yediskul Bölgəsində yaşayan Nugay seyidləri haqqında ad soyadlarıyla və ailə mənsublarıyla əlaqədar məlumatlar

    Rusiya Federasiyası Stavropol Federal Arxivində iştirak edən, 17 İyul 1827 tarixli orijinal sənədin fotopiyası, Arxiv Nömrə: 48, Dəri 2, Fayl Nömrə: 853. Bu tarixi sənəddə, Quru Nogay və Yediskul bölgəsində yaşayan Nugay Seyidlərinin şəxsiyyətləri və ailələri haqqında məlumatlar mövcuddur. Bu məlumatlar bir siyahı halında təşkil edilmiş olub siyahıda 3. sırada Adnan Oktarın babasının babası olan Bəslən Arslan və ailəsinin qeydi var. Adnan Oktarın babası Ömər Bəy Qafqazda doğulmuş, 1902də Ankara Bala qəsəbəsinə yerləşmişdir. Ömər Beyin atası Hacı Yusuf, Hacı Yusufun atası isə Rus arxivlərində seyid olaraq qeydi olan Bəslən Arslan (Kasayev)dır.

    76cf2862f5b4.jpg

    4369c8a7ffd2.jpg

  13. Nurçular!)))

    Salam olsun .

    Gorunur Heyatinin YArisindan cox hissesini Zindanlarda keciren Said Nursi BEdiuzzaman HEzretleri haqqinda sizede sef me`lumatlar oturukub .

    19 Esrin En boyuk Muceddidi olub o , Osmanlinin devrinde Islam Dunyasinin Secdiyi Muceddidir .

    O , Salah bendelerden Allahina Namaz qilan Oruc tutan ve Allahina siginan bir kimselerden idi : Allah ona rehmet elesin .

    Indi Onun Risalei Nur Kulliyatini tehrif edib onun adindan deyirler cox sheyi ...

    .....

    Siz Allahin Momin Qullari haqqinda sui Zene qapilmaqdansa ... Devrimizin Tanidiqiniz bir Islam Aliminden Teferruati ile yazin ...Oda Eger Taniyirsinizsa.

  14. belke elmi derecesini yazasan artiq omer celakil adli dindarin? olar?bu qeder uzatmafa ehtiyac yoxdur.movzu melumdur.dovrumuzun islam alimleri.bu halda buyur....

    Ey Dinden bixeber insan : Bax sen Sef salirsan , Albert Enshtein tek qenaetlenme... Alim Allahin ismi sufetlerindendir... Allahu Tealanin Alim sufeti tek Elmi Labarotoriada puxteleshmish Allahi Qebul eden veya Inkar eden insanlarin uzerinde tecelli olunmur... Malesef heqiqetende Alim ne demekdir tam anlamini bilmirsen - Sene Gorunen terefli senin texeyyuluvun qederincedir ,

    "Sene gorunenler Maddenin esli kimi gorune biler , Sen betne nifuz et!"

    Her movzuya mudaxile etdiyinde evvel onun Muellifinin anlatmaq istediyinin gercek mahiyyeti haqqinda oyrenmeye can at.. eks teqdirde hecne oyrenmemish olarsan .

  15. sen elmi derecelerinin olmadigini boynuna almaq yerine neye gore mugennilerin derecelerine qeder gelib cixirsan? :morqqqq:

    Elmi dereceni sen bircur anliyirsan men her cur ,qebul etdiyin bir cur Elmi dereceni tek olaraq etmirem . axi Tek olaraq hecne yaradilmiyib )*

    Cunki helede Qerb alimleri Hz Alinin as -in Tebabet Elminden istifade edirler

    Veyaxut : Hz Imam Sadiq Aleyhissalamin Anlatdiqi Vehm Elmini Alimler indi tapirlar - Yani Gorduklerimiz bizden colde yox bedenimizle beraber beynimizin icinde gercekleshir her shey...

    Dovrumuzun Bezi Alimleri teze bildiler... Amma Imam Sadiq Aleyhissalam o vaxt demishdi )

    Sen hardan bilesen Imam Sadiq Aleyhissalam kimdir )

×
×
  • Create New...